25 Mart 2017 Cumartesi

AFRODİTİM'E


      Baharın geldiği nasıl da belli oluyor değil mi kuzum? Sayende geliyor bence. Yetmeyecek yazdıklarım anlatmaya
biliyorum. Hele böyle yıllar alan bir konu olunca ben daha da zorlanıyorum. Bir gün değil iki gün değil tam 10 yıl ve sonsuza dek seninle...
      İlkokulu bitirip ortaokullu olmak mı yoksa Yaren arkadaşımızın bizim sınıfa gelmesi mi bizi birleştirdi bilmiyorum ama her ikisinin de payı vardı bence. Seninle ilk iletişimimiz nasıl oldu hatırlamıyorum çoğu şeyi hatırlamadığım gibi ama 2nci sınıftan beri aynı sınıftaydık aslında, her ne kadar ki arkadaşlığımız 6ncı sınıfta başlasa bile. Ondan öncesinde senin kıskandırır derecede çok samimi arkadaşlığın vardı başka kızlarla. Sende derslerimden ötürü beni öğretmenimize karşı kıskanıyormuşsun. Bunu elbet çok daha sonra öğrendim senden. Herkes bunu söyleme cesaretinde bulunamaz ama zaten seni herkesten ayıran da buydu; çok dobra oluşun, açık sözlü oluşun, yalan söylememenden ziyade bu fikirden bile rahatsız olman ve kendin olman. Ama yanlış anlaşılmasın ben arkadaşlığını kıskandığım için aranız bozulmamıştı, benim haberim hiç olmadı neden dağıldığınızdan. Zaten biri gelip siz Ceylanla arkadaş olacaksınız dese inanmazdım. Kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Sonra baktım ki sen yavaş yavaş artık sınıfa dahil olmaya başlamıştın. Aslında şuanki özün dışarıya daha yeni ortaokulda vurmaya başlamıştı, çevren değişince. Gerçi başlarda çok atarlıydın, kimseye eyvallahın yoktu :) ama ben içindeki adın gibi masum, güzel, neşeli ceylanı farkettim ve en güzel çağımız başladı. Evlerimiz aynı mahallede olduğu için Yarenle kaçıp kaçıp kapımın önüne geldiğini hatırlıyorum mesela. Tabi bu liseye geçtiğimizde de devam etti. Ben de sana gelirdim ama seninkilerinin yanında oldukça azdı ve sırf bu yüzden bile sana minettar olmam gerekiyordu. Neden mi? Belki de bu kadar sık gelmeseydin biz de birçok ilkokul arkadaşı gibi sadece okul sınırları içerisinde unutulup kalacaktık. Birbirimize bağlanmamızda o kapı önü sohbetlerimizin büyük etkisi olduğuna inanıyorum ben. O zamanlarda kameralı telefonum yoktu ve senin fotoğraf makinen olmasaydı birçok anı da ölümsüzleştiremeyecektik. Sözü geçmişken onlara en kısa zamanda bakalım olur mu kuzum? Sana söylüyorum çünkü hepsi sende :) Evin okula benimkinden yakın olmasına rağmen, Beyza ve benimle uzun yoldan gelirdin. Hoşbeş ve İtalyan dondurmacısı çocukluğumuzun en unutulmaz zevk yaşatan tatlarıydı.
Senin ilk kez sana matematik çalıştırayım diye bize geldiğini hatırlıyorum, heyecanlıydım biliyor musun. Aramız çok yakın da değildi o sıra ve bir arkadaş nasıl ağırlanır bilmiyordum. Hayal meyal hatırlasam da aklımda bu anı. Benim sana ilk gelişimdem söz dahi etmeye utanıyorum. Hatırlamıyorum bile. Çok ama çok sonralarıydı çünkü. İstemediğimden vesaire değil ailemin tutuculuğundandı. Her bir olayı birlikte atlattık zaten sende biliyorsun. Belki de bu yüzden pes edip gitmedin. Ve iyiki gitmedin. Bu yüzden gerçek dostsun. Senin ailende elbet tutucuydu, biliyorum. Ama Canan ablamız ❤ her zaman birlikte olmamızı, dotluğumuzu desteklerdi. O bizi anlardı. Biz de birbirimizi anlardık, o kadar ki hiç kavga ettiğimiz ya da çocukken bile çocukça triplerimiz olmadı. Hiç ufacık terslikte mi olmadı demeyin, olmadı. Senin olgun olmanın payıydı bunlar. Başkalarıyla tartışıp benimle hiç tartışmamana şaşırmak lazım aslında ama sebebimiz yoksa... Başkalarıyla tartışma demişken gelip benimle dertleştiğinde senin gibi tatmin edici, afilli konuşmayı beceremesemde benimle paylaşman çok hoşuma gidiyor. Elimden bir şey gelmeyecek olsa dahi her zaman yanında olduğumu bilmen benim için çok önemli çünkü. Her ne kadar sen ayakları yere sağlam basan, çok güçlü bir kız olsanda. Herkesin hayatında senin gibi dostu, kardeş bildiği olmalı. Senin hakkında hiç şu özelliğini sevmiyorum diye yazabileceğim bir şey yok biliyor musun. Olsa da farketmezdi gerçi, sevdiğim özelliklerini sayınca onlar denizde kum, yok okyanusta kum olarak kalacaklardı zaten ☺ Saymakla bitiremem yalnız şununla başlamam gerek bence; yanlış bir konu olduğunda ve seninle paylaştığımda sırf arkadaş olduğumuz için veya kırılmayayım diye güzel sözler söyleyip geçiştirmezsin, doğruları söylersin ve bununla kalmazsın doğruyu göreyim diye kızdığın bile oluyor ve her ne kadar ben bildiğim doğrulardan vazgeçmeyip burnumun dikine gitsem de bazen, sen yine pes etmezsin anlatmaktan. Bunun kadar samimi, değer veren bir davranış olabilir mi? Bunu genelde annelerimiz yapar sadece. Doğruya doğru, yanlışa yanlış dersin, çıkar gözetmezsin. Hazırcevap oluşuna, hakedene hakettiği cevabı vermekten çekinmemene hayranım zaten. Olaylar karşısında pes etmeyip kendi hakkını aramana, kendi ayaklarının üzerinde durabilmek için çabalamana, her zaman pozitif olmana, okuma aşkına, yeniliklere açık olmana, tanıştığın arkadaşlarına beni anlatmana ve bana yıllar önce taktığın 'Rus' lakabına da hayranım ben. Senin kendine has tarzını, kıvırcık saçlarını, manken gibi boyunu (ortaokulda her ne kadar ben senden uzun olsamda☺), yazılarında bazen saçmalamanı bile seviyorum. Sana imrenmemek elde değil inanki. Sende benim telefonumda hala 6-7 yıl önce kaydettiğim gibisin; Afroditim. Başka bir şey yapmak istesem yapamam, o kadar bütünleştiki seninle kafamda lakabın. E sen de benim için güzeller güzelisin kuzum. Eşin benzerin yok. Seni burda anlatmaya zorlanıyorum desem yeridir çünkü benim için özelsin. İnanki sen mucizesin. Hayattaki en değerli armağanımsın. Her seferinde hayata farklı açıdan bakıp, umutlandıran, cesaretlendiren, güç verensin her bir lafınla. Yerin değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez. Bendeki yerin hiç değişmedi tanıdıkça daha çok sevdim; yapmacık, samimiyetsiz, sahte insanlar tanıdıkça daha çok kıymetini anladım. Lakin seninle hep aynı lisede ve üniversitede okumayı hayal ettik, olmadı. Yakınlaşalım derken hep tam tersi oldu, aynı mahallede oturmayı geç aynı şehirde bile değiliz şuan. Geri dönüşü de olmadığına göre bundan sonraki hayalimizde birbirimizin nikah şahidi olacağız. ( "olamadılar" demek istemiyorum☺ )
      Burda yazdıklarım övmek değil, hepsi gerçek ve seni anlatmaya az bile.
      Bu fotoğrafa da çok güldüğümüz için koydum 😄 (şuan gülüyorsun ya da yazıyı okuduktan sonra duygulanmışta olabilirsin, ben yazarken duygulandım çünkü yaşadıklarımız yazdıklarımla sınırlı değil elbet), senin yüzünün gülmesi benim için önemli ve benim bunda ufacıkta olsa payım varsa ne mutlu bana güzeller güzeli Ceylan'ım. Sana yüreğin gibi güzel bir yaş diliyorum sevdiklerinle. İyiki varsın. İyiki doğdun balkızım. Seni çok seviyorum prensesim 😘💖

                                                İstemediğin Gibi       Hoşçakalıyorum...

2 yorum:

  1. Güzeller güzeli Rus'um, yazının güzelliği mi desem okurken bütün anıların gözlerimin önünden geçmesi mi desem her cümlede kulaklarım ağzımda okumam mı desem ne desem. Bitanemsin, canımsıınn, beniimm güzel kardeşiiimmm ♥♥

    YanıtlaSil
  2. Senin için az bile, herşeyin en güzelini hakediyorsun sen canımın içii. Okurken gülmüşsün ya bu da benim mutluluğum 😊💙

    YanıtlaSil