2 Eylül 2018 Pazar

2 ve 4




          Gece gündüzü gündüz geceyi; hiçbir zaman kavuşamayacaklarını bildikleri halde yorulmadan kovalar, öteki de yorulmadan kaçar. Bağlılık bu olsa gerek...

           Çokta farklı geçirmedim bu yazı; işi sevdim, insanları sevdim, yolunu sevdim, zamanını sevdim. Sevdirdim. Severek yapılan şey keyif verir zaten. Sohbet etme anlamında tam doyum alamasam da güzel bir çevre kazandım, kimileri kalıcı kimileri geçici. Her yeni çevrede kendini tanıyorsun biraz daha. Her güleryüzlü insanın gizlediği bir yüzü vardır mesela. Ben de prensipleri olan biriyim. Benim son dediğim yerde son bulur (insanlara yardım etmek gibi zaaflarıma yenik düşmedikçe), elbet sebebiyle birlikte. Herkes bilmek zorunda değil bu sebepleri ama hafife alınmamam gerektiğini bir işi doğru yapıyorsam sonuna kadar gösteririm. Çünkü geri adım attığında minnet duygusu eksik insanlar seni sadece kullanırlar. Dolayısıyla attığın adımlar daima dengede tutmalı seni.

           Yılın en güzel doğum gününden uzun uzun bahsetmeyeceğim. Herkes kendini biliyor çünkü, bendeki eşsiz yerkerini; ailem ve dostlarım. Sadece hayatıma o gün giren ilk gözağrım (kaktüs) ve sonrasında gelen minik bebeklerimin (kaktüsler) beni mutluluktan ağlatmak gibi etkileri oldukları için yazılmayı hakediyorlar bence. Ben onları dikenleriyle seviyorum. Onların gizemini ve dokunulmaz oluşlarını seviyorum. Ve tabiki ömürlerinin uzun oluşunu seviyorum.
Bu arada bir sevinç gözyaşı da sen hediye et, asla geri çevirmem. 😉

           Yüreğimin bir yere götürdüğü de yok. Biz hala burdayız. Oysaki ben de "fırtına heran çıkabilir" demek isterdim (Meet Joe Black).

                                                  İstemediğin Gibi Hoşçakalıyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder